Beyaz Saray Sözcüsü Karine Jean-Pierre, düzenlenen günlük basın toplantısında Orta Doğu’daki gelişmeler hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Jean-Pierre, İran’ın İsrail’e yönelik ataklarına karşı verilecek karşılık üzerinde görüşmelerin sürdüğünü belirterek, ABD’nin İsrail’in güvenliğine olan güçlü bağlılığını bir defa daha lisana getirdi.
Sözcü Jean-Pierre, ABD’nin, İsrail’e İran karşısında hem direkt hem de dolaylı askeri takviye sağladığını hatırlatarak, bu takviyenin devam edeceğini vurguladı. “İsraillilerle, İran’ın saldırısına verecekleri karşılık konusunda görüşmelerimiz devam ediyor” sözlerini kullanan Jean-Pierre, iki ülke ortasındaki güvenlik iş birliğinin kıymetine dikkat çekti.
ABD Başkanı Joe Biden da geçtiğimiz cuma günü yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a nasıl bir cevap vereceği konusunda şimdi net bir karar almadığını belirtmişti. Biden, “Eğer onların yerinde olsam petrol alanlarından farklı alternatifleri düşünürdüm” diyerek İsrail’in petrol alanları dışındaki seçenekleri göz önünde bulundurmasını önerdi.
Biden ayrıyeten, İsrail’in İran’a ilişkin nükleer tesislere yönelik muhtemel bir saldırısını desteklemediğini açıkça söz etmişti. İsrailli yetkililerle yürütülen görüşmelerin sürdüğünü belirten ABD Başkanı, İsrail’in İran’a “orantılı” bir cevap vermesi gerektiğine inandığını da kelamlarına ekledi.
“HAMAS’IN ASKERİ YETENEKLERİ ZAYIFLADI” İMASI
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller da günlük basın toplantısında, 7 Ekim akınlarının yıl dönümünde bölgedeki durumu gazetecilere kıymetlendirdi.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısına karşılık vermeye başladığı günden bu yana İsrail’in daha inançlı olup olmadığı sorusuna Miller, “Hamas, bugün hiçbir formda 7 Ekim’de başlattığı akının boyutu, ölçeği ve kapsamıyla bir taarruz başlatamaz.” karşılığını verdi.
Miller, bu nedenle İsrail’in, Hamas’tan gelen tehditle başa çıkma konusunda “en azından kısa vadede daha inançlı olduğunu” belirterek, İsrail ordusunun son 10 günde “Hizbullah’ın da askeri yeteneklerini zayıflattığını” söyledi.
Ateşkes için çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Miller, “Rehineleri konutlarına getirecek, İsrail ve Filistin halkının acılarını hafifletecek ve nihayetinde bu savaşa son verecek bir ateşkes mutabakatı için çalışmaya devam etmekte kararlıyız.” diye konuştu.
Bir yıl evvel Hamas’ın akınında, içlerinde 46 ABD vatandaşının da yer aldığı 1200 İsraillinin öldüğünü lisana getiren Miller, Washington idaresinin, İsrail’in öldürdüğü 42 bin Filistinliyle ilgili sayılara yer vermemesinin eleştirilmesi üzerine, bu sayıları “doğru bulmadıkları” için kullanmadıklarını lisana getirdi.
LÜBNAN’DAKİ DURUM
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, İsrail’in kara saldırısını sürdürmesiyle BM Lübnan Süreksiz Barış Gücü (UNIFIL) güçlerinin hiçbir formda tehlikeye atılmasını istemediğini belirtti.
Miller, “UNIFIL, Lübnan’da güvenliğin sağlanmasında kıymetli bir rol oynuyor ve nihayetinde BM Güvenlik Kurulunun 1701 sayılı kararını uygulayabildiklerini görmek istiyoruz.” dedi.
ABD’nin, İsrail’in Lübnan’daki Hizbullah’ı gaye almasını desteklediğini söyleyen Miller, bunun, “uluslararası insancıl hukuka uygun” yapılması tarafındaki beklentilerini lisana getirdi.
Miller, ABD’nin hala, İsrail’in Lübnan’daki kara saldırısını “sınırlı bir operasyon olarak” gördüğünü söyledi.