T24 Haber Merkezi
Anayasa Mahkemesi’nin Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay‘ın vekilliğinin düşürülmesine ait ‘yok hükmünde’ tespitine ait kararının akabinde hususa ait bir açıklama da eski TBMM Başkanı ve AKP’nin kurucu takımında yer alan Bülent Arınç‘tan geldi. Toplumsal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamada, “Anayasa Mahkemesi’nin defaatle verdiği kararlar ortada; ki en son 10’a 4 bir karar vermiş görünüyor ve o 4 üyenin de asıldan bir itirazları yok, yöntemden itirazları var. Durum bu türlü iken Can Atalay’ın tekrar milletvekili olabilmesi için önünde hiçbir mahzur kalmamıştır” tabirlerini kullanan Arınç, mevcut TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a seslenerek, “Bana düşen sizi dostça ikaz ederek Sayın Can Atalay’ı meclise davet edip ant içmesini temin etmenizdir. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kesin ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı münasebeti yoktur” dedi.
Anayasa Mahkemesi’nin kararının akabinde bugün muhalefet partileri verdikleri ortak dilekçe ile TBMM Genel Şurası’nı 16 Ağustos Cuma günü inanılmaz toplanmaya çağırmıştı. TİP’in davetiyle CHP, DEM Parti, Saadet-Gelecek Partisi ile Meclis’te grubu bulunmayan DEVA Partisi, Emek ve Demokrat Parti’si dilekçeye imza atmıştı. Muhalefet partilerinin imza takviyesinin akabinde hususa ait bir açıklama da Arınç’tan geldi.
TIKLAYIN – Muhalefet partileri imza dayanağı verdi: Meclis, 16 Ağustos’ta Can Atalay gündemiyle harika toplantıya çağrıldı
Arınç, Kemal Aktaş örneğini de vererek, “Geçmişte bir milletvekilliğinin düşürülmesine bu biçimde karşı çıkmışken bugün neredeyse rutin bir olay üzere milletvekilliklerinin düşürülmesi vesilesiyle siyaset kurumunun zedelendiğini, siyasetçinin yıprandığını ve bu kurumun çok büyük yara aldığını düşünmekteyim” sözlerini kullandı, Or. Prof. Ali Fuat Başgil’in, “En düzgün anayasa uygulanan anayasadır, en makus anayasa uygulanmayan anayasadır” kelamlarıyla açıklamasını tamamladı.
Arınç’ın açıklamasının tamamı şöyle:
“Anayasa kararları pek açıktır ve bu anayasa bugün uygulanmak üzere yürürlüktedir. Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarıyla ilgili bu kurumların verdikleri kararları uygulamak mecburiyeti de çabucak hemen ilgili her hususunda yazılıdır.
Sayın Cumhurbaşkanımız 10 yıldan beri Cumhurbaşkanlığı misyonunda. 2014 yılından bu yana bu anayasaya nazaran seçiliyor, bu anayasaya nazaran ant içiyor ve bu anayasaya nazaran YÖK ve HSK üyelerini atıyor, yargıtay başsavcısını ve Anayasa Mahkemesi üyelerini seçiyor. Anayasada kendine tanınan bütün hak ve yetkileri kullanıyor.
Birkaç yıl öncesine kadar biz hem 90. unsur hem 148’den 153. unsurlarına kadar Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına, AİHM kararlarına uymayı kendimize bir vecibe biliyorduk. Artık Anayasa Mahkemesi’nin defaatle verdiği kararlar ortada; ki en son 10’a 4 bir karar vermiş görünüyor ve o 4 üyenin de temelden bir itirazları yok, tarzdan itirazları var. Durum bu türlü iken Can Atalay’ın tekrar milletvekili olabilmesi için önünde hiçbir mahzur kalmamıştır. Bunun uygulanması gerekir. Zira bu anayasaya nazaran bu kararlar uygulanmalıdır. Geçmişte Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu mevzularında mevcut olan niyetlerim bugün de motamot devam ediyor. Bu yüzden Sayın TBMM başkanımıza seslenmek istiyorum.
Sayın Numan Kurtulmuş, değerli meclis liderimiz; sizi geçmişten bu yana tanır, sever ve takdir ederim. Sizinle birlikte siyaset yaptık. Siz ayrıyeten iki siyasi partinin genel başkanlığı da yaptınız. Aileniz, ilmî birikiminiz, taşıdığınız unvan, örnek bir aile olmanız ve meclisimizi de bugüne kadar onurlu bir formda temsil etmeniz konusunda sizleri her vakit takdir ettim. Bugün değerli bir kararla karşı karşıyasınız. Bana düşen sizi dostça ikaz ederek Sayın Can Atalay’ı meclise davet edip ant içmesini temin etmenizdir. Bu kişi seçildi, mazbatasını aldı. Meclise geldi, meclis kurullarına seçildi ama ant içmesi mümkün olmadı. Şu anda yasama misyonuna katılamıyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu kadar kesin ve kati kararlarına karşı direnmenin hiçbir haklı münasebeti yoktur.
Hatırlayacaksınız, 2013 yılında Başbakan Yardımcılığım devrinde Kemal Aktaş isimli HDP’li bir milletvekili 1 yıl 8 aylık mahkumiyetinin katılaşması karşısında mecliste ceza kararı okunacak ve milletvekilliği sona erecekti. Terörle Gayret Kanunu’nun 7. unsuruna nazaran Nevruz’da yaptığı bir konuşma vesilesi ile bu cezayı almıştı. Kelam konusu konuşmada da AİHM kararlarına nazaran hiçbir kabahat ögesi yoktu. Münasebetiyle Sayın Başbakanımızın görüş ve talimatlarını alarak kendi ortamızda bu kanunun ilgili unsurunu, “Terör örgütünün cebir, şiddet yahut tehdit içeren prosedürlerini legal gösterecek yahut övecek ya da bu prosedürlere başvurmayı teşvik edecek halde propagandasını yapan kişi…” biçiminde AİHM kararlarına uygun olarak değiştirdik. Kemal Aktaş’ın kararının TBMM’de okunmasını da Sayın Cemil Çiçek‘ten rica ederek 4-5 ay geciktirdik. Sayın Başbakanımızın çok doğru bir kararı ile bu husus değiştirildi ve o günden bugüne de yürürlükte kaldı. Geçmişte bir milletvekilliğinin düşürülmesine bu halde karşı çıkmışken bugün neredeyse rutin bir olay üzere milletvekilliklerinin düşürülmesi vesilesiyle siyaset kurumunun zedelendiğini, siyasetçinin yıprandığını ve bu kurumun çok büyük yara aldığını düşünmekteyim.
Sayın TBMM Başkanım; lütfen kendi iradenizle, hukuk fikrinizle, siyasî birikiminizle bu işi daha fazla uzatmadan tahlile kavuşturalım. Bu onurlu işi bir diğerine havale etmeyelim. Unutmayalım ki sizin de çok bedel verdiğinizi bildiğim Or. Prof. Ali Fuat Başgil’in şu kelamlarını hatırlatmakta yarar görüyorum: “En yeterli anayasa uygulanan anayasadır, en makûs anayasa uygulanmayan anayasadır.”
TIKLAYIN – MHP: Teröriste hak ihlali kararı veren Türk milletinin mahkemesi olamaz, Can Atalay vatan haini için TBMM’deki toplantıya katılmayacağız